İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, borçlu öğretmen, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden aldığı maaşının 1/4’ü ile ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılmasına dair talebinin Dinar İcra Müdürlüğü tarafından reddedildiğini, maaşıyla zor geçindiğini, eşinin hamile olması sebebiyle doktor kontrolleri ve takviye gıdalar sebebiyle ek masrafları olduğunu, ikâmetgâhı Fethiye’de olduğundan görev yaptığı Dalaman’daki okula gidiş-dönüş her gün toplam 110 km yol kat ettiğini ileri sürerek, maaşının 1/4’ünü aşan kısım olarak ek ders ücretine uygulanan haczin kaldırılmasını talep etti.
İlk Derece Mahkemesi talebin kabulüne karar verdi
İlk Derece Mahkemesi, Dinar İcra Müdürlüğünün dosyasında borçlunun maaşının 1/4’ü ile ek ders ücretinin tamamının ayrı ayrı haczedildiği, bu işlemin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şikâyetin kabulüne, borçlunun ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılmasına, borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4’ü oranında hesap edilen 1.262,62 TL üzerinden haczin devamına, fazla tahsil edilen 4.672,99 TL kesinti tutarının yasal faizi ile birlikte davacıya (şikâyetçiye) iadesine karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulundu.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HÜKMÜ KALDIRDI ANCAK YENİDEN HÜKÜM KURARAK BORÇLU ÖĞRETMENİN LEHİNE KARAR VERDİ
Bölge Adliye Mahkemesi, şikâyetçi tarafın, ek ders ücretinin tamamı üzerindeki haczin kaldırılması talebinin (maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4 ü kadar haciz kesintisi yapılması gerektiğinden bahisle) kısmen kabul edildiği anlaşıldığından şikâyetin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, diğer taraftan talep olmadığı halde fazla tahsil edilen 4.672,99 TL kesinti tutarının yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle alacaklının istinaf isteminin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak şikâyetin kısmen kabulü ile borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4’ü oranında hesap edilen 1.262,62 TL üzerinden haczin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulundu.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, “İİK’nun 83. maddesinde kısmen haczi caiz olan şeyler sayılmış olup, ek ders ücretlerinin maaştan sayılacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda bu ücretin tamamının haczedilmesine yasal bir engel yoktur” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi’nin hükmünü bozdu.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARINDA DİRENDİ
Bölge Adliye Mahkemesi, somut olayda, alacaklı vekilinin duruşmadaki beyanında belirtildiği üzere borçlunun maaşı üzerinde uygulanan haczin maaşının 1/4’ü oranında olduğu, borçlunun, kendisi ve ailesinin geçinmeleri için lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra maaş ve ek ders ücretinden en fazla 1/4 (oranında) haciz uygulanması gerektiğinin değerlendirildiği, buna göre de maaş ve ek ders ücret toplamının 1/4’ü üzerindeki haczin kaldırıldığı gerekçesiyle direnme kararı verdi.
Direnme kararı süresi içinde alacaklı vekili tarafından temyiz edildi ve dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine taşındı.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu:
“EK DERS ÜCRETİNİN ANCAK DÖRTTE BİRİ HACZEDİLEBİLİR”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, emsal niteliği taşıyan kararını verirken şu ifadeleri kullandı.
“Açıklanan hukuki dayanaklardan yola çıkıldığında ek ders ücreti; aylık ders görevi dışında verilen derslerin karşılığı olarak ödenen ücret olarak tanımlanabilir. Bu anlamda olmak üzere ek ders ücreti 2004 sayılı Kanun’un 83 üncü maddesi kapsamında aylık ‘maaş’ dışında ek ders görevi karşılığı ödenen bir ücrettir. Belirtmek gerekir ki, yukarıda da açıklandığı üzere 2004 sayılı Kanun’un 83 üncü maddesinde ifade edilen ücret kavramına her türlü ücret dahildir. Gerek bedeni gerekse fikri çalışma sonucu elde edilen her türlü ücret bu kapsamdadır. Bu itibarla, ek ders ücretinin de madde metninde yer alan ‘her nevi ücret’ kapsamına girdiği açıktır. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir.”
Milliyet