Milliyet.com.tr/ Ev sahibi ve kiracılar son dönemde birbirini anlar hale geldi. Arabulucu Avukat Umut Metin anlaşma oranının yüzde 70 seviyelerine çıktığını söylüyor.
Milliyet.com.tr’ye açıklamalarda bulunan Arabulucu Avukat Umut Metin şu ifadeleri kullandı: “75 günlük süre içerisinde açılan toplam dava 9 bin. Bu daha önce 63 bin seviyesindeydi. Arabuluculukla birlikte bu sayı 9 bine geriledi. Arabuluculuk 53 bin davayı engellemiş oldu.
Yapılan başvuru sayısı 62 bin 348. Bunun 17 bin 200 ünde anlaşma var. 9 bininde anlaşmama var. Her 3 başvurudan ikisinde anlaşma olduğunu görüyoruz.
Daha önce milliyet.com.tr’ye yaptığım açıklamalar sırasında arabuluculuk ile anlaşma oranı %50 düzeyindeydi ve bu oranın yukarı çıkacağını öngörmekteydim. Şu an %70 e varan bir anlaşma oranı var.
Özellikle kiraya verirken ev sahibi kirayı güven içerisinde almak istiyor. Bu nedenle gelirinden şüphe duymadığı birini kefil almak istiyor. Bu bazen eşin kefil olması oluyor, bazen kişinin abisi, yakını, iş arkadaşı olabiliyor. Geçmişten gelen alışkanlıklarla birlikte bu kişilerin memur olması da istenebiliyor.
‘KEFİLİN ARABULUCULUKTA BULUNMASI İHTİYAÇ’
Bu çok olağan bir şey. Bu tür kefillere ilişkin uyuşmazlıklar başıma geldi. Kiracının abisi kefil olmuştu. Arabuluculuk görüşmelerinde bulunmak zorunda kaldı. Kira bedeli tartışması kefilin de bir ödeme yükümü olup olmayacağını ortaya çıkarabiliyor. Kira alacağı meselesinde kefilin arabuluculuk görüşmesinde bulunması ihtiyaç. Burada başvuran tarafın iradesine de bağlı. Mülk sahibi başvurduysa kefile ilişkin başvuruya gerek olmayabilir. Eğer kefil başvurursa da taraf olarak kiracının yanında yer alır.
KİRA ÖDENMEZSE SORUMLULUK KEFİLE Mİ AİT?
Burada sorumluluk iki kişiye ait. Hem kefile hem kiracıya aittir. Mülk sahibi icra takibi başlatılabilir. Kiracı ve kefili taraf olarak gösterebilir. Arabuluculuk görüşmelerinde mülk sahibi hem kefili hem kiracıyı taraf olarak gösterip alacağını talep edebilir.
KİRA SÖZLEŞMESİNDE KEFALET DETAYI: EL YAZISIYLA VERİLMELİ
Kefalet bağımsız yazılı bir şekilde verilebilir. Kira sözleşmesinin altına el yazısı olmak şartıyla verilebilir. Borçlar kanunundaki değişiklikten sonra artık kefaletin el yazısı ile olması gerekiyor. Kira sözleşmesinde yazılacak bir hükümle kefalet olmaz ayrı bir kağıt üzerinde beyanla ya da kira sözleşmesinin alt tarafında kefaletin niteliği yazılarak borcu kefil olarak üstleniyorum demesi gerekir.
ARABULUCULUK ÖRNEĞİ: KİRADA ANLAŞARAK TAHLİYE
Arabuluculukla ilgili çok farklı ilginç olaylar bize intikal ediyor. Bir tanesi de şu: Mülk sahibi kiracısına karşı tepkiliydi, gerçekten bir ihtiyacı vardı. Evladının ihtiyacı olduğunu söylüyordu. Evladı yurt dışında eğitim alıp ülkeye dönmüştü ve bir eve ihtiyacı vardı. Evin niteliği ve konumu da çocuklarının yaşayacağı bölgeye yakındı. Kiracı bu talebi karşılayamayınca aralarında sertleşme oldu.
Kiracı kendi kiracısını çıkartmakla ilgili bir süreç yürütüyor. Burada arabuluculukla taraflar birbirini anlar hale geldi. Mülk sahibi elindeki tahliye taahhüdünü işleme koymuştu. Taraflar arasında şöyle bir anlaşma noktasındayız. Yeni tahliye taahhüdü verilecek. Kira bedeli bir miktar düzenlenecek. Taraflar birbirlerine karşı jest yapmak adına kirada ara artış yaparak bir anlaşmaya doğru ilerliyorlar.
İŞ YERİ ÖRNEĞİ: ‘DÜKKANI KÜÇÜLT, KİRAYI ZAMSIZ ÖDE’
Diğer bir arabuluculuk örneği de şu: İş yeri ile ilgili bir uyuşmazlıkta bir caddede geniş bir mağazayı düşünün. Kira bedeli konusunda taraflar arasında uyuşmazlık çıkmıştı. Mülk sahibi ve kiracı yan yana iki dükkan işletiyordu. Mülk sahibi de bir işletme sahibiydi ve fazla alana ihtiyacı vardı. Mülk sahibinin kullandığı alanın genişletilmesi, kiracının ise kirasını artırmaksızın alanının daraltılması gibi bir çözüm üretildi. Bu tür uyuşmazlıklar mahkemede üretilemez. Arabuluculuğun en güzel yanı çok farklı alternatiflerle anlaşmaya imkan vermesidir.”
Milliyet